23 Mayıs 2015 Cumartesi


YABANCI ÖĞRENCİLERE TÜRKÇE DENEYİMİ


Kendi ülkende farklı bir şehre gitmek bile insana yabancıymış hissi verirken farklı ülkelerden gelenler için bu durum oldukça zor olsa gerek. Bambaşka kültürler, çevreler, iklimler, yaşayışlar… Farklı ülkelerden gelen hem de okumak için gelen arkadaşlarımız eğitimin ne denli önemli bir şey olduğunu, Çin de dahi olsa alınması gerektiği görüşünü kanıtlar nitelikte adeta. Doğrusu bu zamana kadar hiç yabancı arkadaşım olmamıştı. Benim gibi Erciyes Üniversitesi’ni seçen üstelik farklı bir şehirden değil farklı bir ülkeden gelen arkadaşları Türkçe deneyimlerine katkı sağlamak amacıyla tanıma fırsatı buldum. Onlara Türkçe konusunda yardımcı olmaya çalışırken konuşmalarımız sırasında ülkeleri hakkında da bizi bilgilendirdiler. Ganalı olan Süleyman Tajudeen ülkesinde kırk altı ayrı dil kullanıldığını ancak resmi dilin İngilizce olduğunu söyledi. Yemek kültürlerimiz pek uyuşmadığı için zorlansa da adana kebabı ve şalgam suyu vazgeçilmezi olmuş. Ekvatoral iklimden geldiği için karı ve kışı ilk kez kayseri de görmüş. Türkiye de birçok yer gezen Süleyman Türk insanlarını samimi ve yardımsever olarak gördüğünü söyledi. Eğitimini tamamladıktan sonra ülkesine geri döneceğini söyledi. Bir diğer arkadaşımız ise Sudanlı Ömer Mohammed. Ana dili Arapça olan Ömer Türkçe öğrenirken pek zorlanmamış. Yemeklerimizde benzer olduğu için Süleyman gibi sıkıntı da çekmiyormuş. O da eğitimini tamamladıktan sonra ülkesine döneceğini söyledi. Yemekler, eğitim, ülkeler derken Osmanlı Evinde başlayan sohbetimizi Eski Talas’a doğru giderken devam ettirdik. Gezelim, görelim, konuşalım, anı ölümsüzleştirelim dedik ve birkaç fotoğrafla bunu süsledik :) 

 

                                                                          



                                                                         



                                                                     

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder